-
1 kalkmak
взлета́ть встава́ть отбыва́ть* * *- ar1) встава́ть, поднима́тьсяyerinden kalktı — он подня́лся́ с ме́ста
2) отменя́ться, упраздня́тьсяyasanın bu maddesi kalktı — э́та статья́ зако́на отменена́
3) вздува́ться, поднима́тьсяmasanın kaplaması kalktı — покры́тие стола́ взду́лось
4) быть у́браннымürün kalktı — урожа́й у́бран
5) исче́знуть, отмере́тьbu âdet çoktan kalktı — э́тот обы́чай давно́ ка́нул в про́шлое
6) исчеза́ть, пропада́тьpiyasadan kahve kalktı — из прода́жи исче́з ко́фе
7) снима́ться с наси́женного ме́ста, переезжа́тьtapu dairesi buradan kalktı — када́стровое управле́ние отсю́да перее́хало
8) -e принима́ться за что, пыта́ться (что-л. сделать); реша́ться на чтоgözlüklerini takmadan okumağa kalktı — не наде́в очки́, он попыта́лся [про]чита́ть
9) отправля́ться ( о транспорте)uçak ne zaman kalkıyor? — когда́ вылета́ет самолёт?
10) разг. стоя́ть, поджида́яmektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun — стои́шь, как нака́занный шко́льник
••
См. также в других словарях:
kalkmak — nsz, ar 1) Gitmek üzere yerinden ayrılmak Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız. 2) den Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı. H. Z. Uşaklıgil 3) den Uyanarak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
çeviklik — is., ği 1) Çevik olma durumu 2) Çevikçe davranış Vücudundan umulmaz bir çeviklikle yerinden kalktı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemik — is., ği, anat. 1) İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı Kemikten bir tahta gibi gıcırdayarak Nihat yerinden kalktı. P. Safa 2) sf. Bu sert organdan yapılmış Kemik tarak. Birleşik Sözler kemik … Çağatay Osmanlı Sözlük
abanmak — e 1) Eğilerek bir şeyin, bir kimsenin üzerine kapanmak Efendi, sen de ne üstüme abanıyorsun? B. Felek 2) Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak Baba, ya Allah nidası ile yerinden zorla, oğluna abanarak kalktı. R. H. Karay 3) Güç vererek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nida — is., esk., Ar. nidāˀ 1) Çağırma, bağırma, seslenme Baba: ya Allah! nidası ile yerinden zorla, oğluna abanarak kalktı. R. H. Karay 2) dbl. Ünlem … Çağatay Osmanlı Sözlük